Bütün İnsanlık İçin Adil Ekonomik Düzen

Tanışalım

Adalate dayanan, hakk'ın üstün tutulduğu yeni bir dünyanın kurulması için çalışıyoruz. Gayemiz dünya üzerinde yaşayan 8 milyar insanın huzuru ve mutluluğunu temin edecek bir nizam kurmaktır. 50 yıldır devam eden Adil Düzen çalışmaları, yüzbinlerce sayfalık bir müktesebata sahiptir. Siz de bu büyük projede bulunmak istiyorsanız.

Ne Yapıyoruz?

Adil Düzenin tam ve kamil manada bir sistem olarak hazırlanması, insanlığın bugün karşı kaşıya kalmış olduğu problemlerin çözüme kavuşturulması için, sürekli çalışıyoruz. Araştırmalar, dersler, seminerler, eğitim programları ile Adil Düzenin alt yapısını tesis ediyoruz. 4 ana sistemden oluşan Adil Düzenin bütün alanlarını en ince detaylarına varıncaya kadar çalışıyoruz.

Daha Fazla

Ekonomik Düzen

İnsanlık ekonomik olarak koyu faizci bir sömürü düzeni içerisinde yaşamaktadır. Doğan her çocuk bu köle düzenine borçlu olarak doğmaktadır. Peki bunun böyle olduğunu bilmek ve konuşmak yeterli midir ve çözümmüdür? Elbetteki hayır.. Peki ya çözüm nedir?

Daha Fazla

Siyasi ve Hukuki Düzen


Devlet hukuku tesis etmek ve uygulamak için kurulan bir mekanizmadır. Devleti bütün diğer aygıtlardan ayıran en temel özellik, hukuk ve adalettir. Peki Adil bir hukuk düzeni nasıl tesis edilecektir.

Daha Fazla

İlmi Düzen

İlim bütün sistemlerin temelini oluşturur. İnsanlık için yepyeni bir düzen vaat ediyorsanız bu düzenin mutlaka gerçek ilimden beslenmesi gerekir. Bugün yaşanan problemlerin en derindeki kaynağı ne yazık ki bilim dünyasıdır. Bilimadamları sadece sermayeye hizmet etmekedir ve onların emrindedir.

Daha Fazla

Adil Düzenin Dün'ü Bugünü

50 yıldan daha uzun bir süre oldu Adil Düzen çalışmalarına başlayalı. Ve bugün halen ciddi, programlı ve disiplinli bir şekilde devam etmektedir. 1980'li yılların sonunda ilk defa kamuoyunun gündemine taşınan Adil Düzen, asla bir slogandan ibaret olmadı. İşin arka planında, yani mutfağında onlarca uzman bilim ve fikir adamı çalıştı ve halen çalışmaktadır.. Bugün yaklaşık 100.000 sayfanın üzerinde bir müktesebata sahip olan Adil Düzen projesi, ayrıca insanlık için çok özel bir anayasa çalışmasını da tamamlamış bulunmaktadır..


Adil Düzen projesine ilk günden bugüne gelinceye kadar bir çok bilim, fikir ve siyaset adamı katılmış ve destek vermiştir.. Sistem projesinde beyin takımı olan ve aramızdan ayrılan çok değerli büyüklerimizi, saygı ve rahmet ile anıyoruz..

 

Süleyman KARAGÜLLE


Yüksek Mühendis

Adil Düzen bir sistem olarak ortaya çıktıysa elbette bunda en büyük pay işin mutfağında çalışan, çok fazla ön planda görünmeyen fedakar bilimadamlarıdır. Ve işin başını çeken isim hiç şüphesiz değerli Süleyman Karagülle hocamızdır.

Daha Fazla Oku

Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN

Milli Görüş lideri, T.C. Eski başbakanı. Adil Düzen'in bir sistem olarak kamuoyuna tanıtılması ve anlatılması için bütün hayatı boyunca fedakarca çalıştı.. En büyük hayali Adil Düzen ile yönetilen yeni bir dünya kurmak. 

 

İncele

Prof. Dr. Arif ERSOY

Gerçek bir fikir adamı, teorisyen. Uzun yıllar genel sekreterliğini yaptığı ESAM bünyesinde Adil Düzen'i geliştirme çalışmalarında bulundu.. Özellikle Adil Ekonomik ve Siyasi Düzen sahalarında çalıştı ve sistemin oluşmasına çok büyük katkılar sağladı

 

İncele

Doç. Dr. Süleyman AKDEMİR

56 yıl önce başlayan Adil Düzen çalışmalarının ilk dönemlerinden beri çalışan hocamız, bugün hayatta olan bir kaç isimden bir tanesidir. Özellikle Hukuk Düzeni üzerindeki çalışmaları sistemin geliştirilmesinde çok büyük öneme sahiptir..

İncele

Uz. Dr. M. Lütfi HOCAOĞLU

Sivas'ta doğdu. 1992’de Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinde lisans ve yüksek lisansını tamamladı. 1997’de Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinde İç Hastalıkları bölümünde doktorasını tamamladı.

İncele

Reşat EROL

Araştırmacı-yazar. Şubat 1950 Kosova doğumlu. Çocukluğunun ilk yılları Kosova ile anne memleketi Bosna’da geçti. 1957 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a, bir süre sonra da Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesine, ardından İzmir’e yerleşti. Yaklaşık on yaşında hayata atılarak pek çok meslekte çalıştı.

İncele

Tayyibet ERZEN

56 yıl önce başlayan Adil Düzen çalışmalarının ilk dönemlerinden beri çalışan hocamız, bugün hayatta olan bir kaç isimden bir tanesidir. Özellikle Hukuk Düzeni üzerindeki çalışmaları sistemin geliştirilmesinde çok büyük öneme sahiptir..

İncele

Adil Düzen kütüphanesinden seçmeler

Dünyanın en zengin Adil Düzen kütüphanesine hoşgeldiniz.. Adil Düzen ile alakalı hemen hemen bütün müktesabatı yazılı döküman olarak bu sayfada bulabilirsiniz. İstediğiniz herhangi bir kitabı online olarak okuyabilir, isterseniz bilgisayarınıza indirebilirsiniz..

Daha Fazla Oku

  • Adil Düzende hırsızlığın cezası nedir?

    Adil Düzende herkes eve aldığını, evden verdiğini evin envanterine geçirir ve böylece evdeki malların muhasebede kaydı olmuş olur. Bu kayda göre zengin veya değil hükmü verilir. Kayıtlı olan bu mallar eğer çalınırsa o yerin halkı öder. Altın ve gümüş ya karz-ı hasen olarak bankada tutulmalı ya da harcanmalıdır. Bunlar çalınırsa topluluk onu tazmin etmez. Altından alınan zekât altını korumanın kirasıdır.


    Malı çalan bulunmazsa korumakla yükümlü olanlar kasame sonrası öderler. Hırsızın bulunması için dört şahit ayrı ayrı onun hırsızlık yaptığına yani malı gizli olarak aldığına şahadet ederse sağ eli bileğinden kesilir. Normal olarak elin en hafif şekilde kesilmesi gerekir. Tenkil yani caydırma maksadıyla yapıldığı için tenkil için olan en alt sınırla yapılır.


    El kesme için bir nisab vardır. Buna sirkat nisabı denir. Nisabın miktarını bucaklar belirler. Eğer bucak el kesmenin olmasını istemiyorsa miktarı yüksek tutar, o durumda bucakta el kesme cezası fiilen uygulanmamış olur. Eli kesilen hırsız eli kesildiği için artık çaldığı malı geri ödemez. Hırsızın mekânında bizzat çalınan mal bulunmuşsa o mal geri alınır ama aynı mal yoksa yerine başka mal alınmaz.

  • Adil Düzende başkan suç işlerse ne olacak?

    İslamiyet’te yargı bucaklarda olur. Karar temyiz edilemez. Yargının kararları yine yargı tarafından denetlenir. Karar değiştirilmez, sadece karar verenlerin dayanışmaları kararla mağdur olanların mağduriyetini giderirler. Yargı hakemlerden oluşur. Yargı mutlak üstündür. Başkanları da yargılar ve mahkûm eder. Azledebilir. Öldürülmesine karar verebilir. Sadece kısasa tabi olan cezalarda kısas uygulanmaz, diyete dönüşür. Diyeti de bucak tarafından ödenir. Başkanın şahsi mal varlığı varsa ondan tahsil edilir. Bu fiilden dolayı da hakemler başkanı başkanlıktan arz edebilirler.


    Yargı üstünlüğü olduğu için her tür kararı alabilir. Başkanı görevden bile alabilir. Başkan da taraf olarak hakemini kendi seçer.


    Başkanın ta’zir cezası hakkı da vardır ama diyetini öder. Birisine dayak atarsa bunun diyeti bucak tarafından ödenir. Ta’zir cezasını kabul etmeyen bucağı terk edebilir. Terk ettiği durumlarda başkan onu takip edemez. Başkan o kimsenin gittiği bucaktan diyet isteyebilir.

  • Adil Düzende arsa mülkiyeti ve inşaat nasıldır?

    Yeryüzü insanlığındır. Kıtalar şeklinde bölünmüş ve denizler, hayat olmayan çöller insanlığa aittir. Karalar kıtalar ve kıta sahanlıkları olarak bölünmüştür. Oraların planlamasını ve toprak mülkiyetini de kıta merkezindeki insanlık üniversitesi yapar. Bu planlamada karalar ve karaların kıyı sahalarını ulus devletlerine temlik eder. Karşılığında oranın genel güvenliğinin sağlanmasını ister.


    Devletler ülkelerini bölgelere ayırırlar. Halkın ekonomik bakımdan yararlanmadığı dağ ve yollar ile bölge merkezleri devletin yönetimindedir. Mülkiyet ve planlaması devlet tarafından yapılır. Bölge topraklarından halkın sakini olduğu yerler illere ayrılır, oturanlara temlik edilir. İller buna karşı oranın iç güvenliğini sağlar. İller ilçelere ayrılır. İlçeler arası yollar ve il merkezlerinin planlamasını il yapar. Oranın toprak mülkiyetini orası belirler.


    İlçe topraklarının asıl sakinleri bucak halkıdır. İller bucaklara ayrılır. Bucaklar bin hane civarındadır. Bütün hukuk bucaklarda oluşur. Planlama, toprak mülkiyeti orada gerçekleşir. Hukuk orada doğar. Bucaklar bağımsızdır. Doğrudan kendi yönetimi ile yönetirler. Bucak yönetimi bucak topraklarını semtlere ayırır. Semtler yüze yakın evden oluşur. Birlikte üretim semtlerde yapılır. Semtler ona yakın ocaktan oluşur.


    İki türlü semt vardır: tarım semtleri ve sanayi semtleri. Tarım semtlerinde her aileye 10 dönüm tarım arazisi verilir. Parsel ayırımları böyle yapılır. Demek ki bin dönümde bir tarım sitesi oluşur. Sanayi semtlerine on dönüm tahsis edilir. Yüz ev halkı işyerleri ile birlikte orada otururlar. Böylece planlama ve bu planlama içindeki inşaat projeleri kamu tarafından yapılır. İnşaat yapacaklar için hazır bulundurulur.


    Planlama ilmi dayanışma ortaklarının oluşturduğu planlama genel hizmeti tarafından yapılır. Bugünkü işletmelerden planlama genel hizmet payı alınmış olur. Bugün plan yapanlara bölüştürülür. Yani geçmiştekilerin planlama emekleri bugün planlanmada çalışanlara verilir. Bunların planlamasının ürünü de gelecekte tahsil edilmiş olarak o zaman çalışanlara verilecektir. Gelir çoksa şimdiki teknokratlar daha çok proje yaparlar. Azsa planlama yerine başka işleri yaparlar. Arz talep dengesi oluşur. Günün gelirleri günün giderlerine harcanır.


    Her müteahhidin bir inşaat kapasitesi vardır. Müteahhitler kapasitelerini birleştirip büyük işler de yapabilirler. Her işçinin çalışma kredisi vardır. Bu, resmi ücrete göre verilir. İşçi istediği müteahhidin işinde çalışır, ücretini devletten alır. Yapı borçlanmış olur. Ayrıca her çalışanın bakmakla mükellef olduğu kişi adedince inşaat malzemesi kredisi vardır. Yaptığı inşaatın malzemesini alır. Yapı borçlanır. Bedelini kamu öder. Böylece müteahhit resmi ücretle işçi bulduğu müddetçe arsa, proje, malzeme kamuca temin edilir. Sonunda müteahhit yapıyı kamuya verir. Kredisini kapatır.


    Her arsanın projesinde müteahhit payı ayrılır. Arsayı seçen o yüzde ile seçmiş olur. Böylece planlama yapılacak inşaatlara müteahhit payı ile öncelik sağlanır. İnşaatta resmi ücretler geçerli olduğu için bu yatırım ve üretim arasındaki dengeyi sağlar. Müteahhitler inşaat işçisini bulmaları şartı ile istediği arsada iş yaparlar. Yapıların hisse senetleri halka satılır. Alıp bunun kirasından yararlanır. Yaptığı inşaatın hisse senetleri önce satılan müteahhitlerin inşaat kapasiteleri arttırılır.


    Her işyerinin lojmanı vardır. Dolaysıyla mesken mülkiyeti ancak yararlanma şeklindedir. İşletme mülkiyeti işletmede çalışana aittir. Ayrıca dinleme semtleri vardır. Orada da devre mülk sistemi çalışmaktadır.

  • Adil Düzende işsizlik maaşı nasıl olacak?

    Adil Düzende emeğin karşılığı dört şekilde değerlenir:


    a) İşletmeye ortak edilir, üründen pay verilir. Ürün; hammadde payı, kira payı, emek payı ve genel hizmet payı olarak bölüşülür.


    b) Bakım payı: bakımı yapılan tesisin kira payından bir yapı ve makina payı ayrılır.


    c) Sorumluluk payı: genel hizmetlerde pay sorumlulukla paylaşılır. Hizmet alan hizmetlisini seçmek hakkına sahip olduğu için denge hizmet alanın sayısına göre kurulur.


    d) Başka türlü ücret tespit edilemiyorsa, çalışanın saati ölçü olur.


    1.İşsizlerle, çalışmak istemeyenler ve maluliyet sebebiyle çalışamayanlar aynı şekilde mi işsizlik maaşı alacak?


    Herkesin bir çalışma kredisi vardır. Ayrıca yine herkesin çalıştırma kredisi vardır. Çalışan, çalıştıranla anlaşır ve iş yapar. Çalışana kredisi kadar ücret ödenir, çalıştıran borçlandırılır. Bu kredi saatlere de verilir.  Anlaşmada ücret farkı varsa kendi aralarında hesaplarlar.  Kredisini kullanmayanlara yeryüzü kira payı verilir. Çalışma kredisi verilmez. Bu pay ikiye ayrılır. Biri hiç işyerine gelmeyenlere  bölüştürülür. Diğeri ise işyerine gelip serbest iş yapanlara verilmiş olur. Kredi yerine ücret desteği olur.  Demek ki çalışana çalışma kredisi verilir, işveren borçlandırılır. Kredisiz iş yapanlara iş yerine gelmeleri şartı ile ücret  desteği yapılır. Hiç çalışmayan veya çalışamayanlara ise yeryüzü kira payı verilir. Hastalar bundan yararlanmış olurlar. Ücret önceden çalıştığı saatlere göre oranlanarak verilir.


    2.İşsizlik maaşı ilden ile, bucaktan bucağa değişecek mi?


    Ümmiler, yani başlangıç ehliyetliler ancak semtlerde çalışabilir. Temel ehliyetliler bucak içinde her semtte çalışabilirler. İlk ehliyetliler il içinde her ilçede çalışabilirler. Orta ehliyetliler ülke içinde her bölgede çalışabilirler. Yüksek ehliyetliler yeryüzünde tüm kıta merkezlerinde çalışabilirler. Akademik kariyer yapanlar insanlıktan, yüksek tahsilliler ülkeden, orta ehliyetliler illerden, ilk ve başlangıç ehliyetliler kendi bucaklarından kredi alırlar. Yeryüzü kirası (işsizlik maaşı) bucakta bucak halkına, ilde il halkına, ülkede ülke halkına, insanlıkta bütün insanlara kişi ve çalışma başına bölüştürülür.



    3.İşsizlik maaşı havuzu ülke çapında mı olacak, il çapında mı olacak, bucak çapında mı olacak?


    Ona yakın çalışanı olan işletmeler küçük işletmelerdir. Yüze yakın çalışanı bulunan işletmeler orta işletmelerdir. Bine yakın çalışanı bulunan işletmeler büyük işletmelerdir. Daha büyük işletmeler mega işletmelerdir. Küçük işletmeler bucak, orta işletmeler il, büyük işletmeler ülke, mega işletmeler insanlık işletmelerdir. Havuzlar buralarda oluşturulur. Buralarda yapılır. Fakir, yoksul burada tespit edilir.


    4.İşsizlik maaşına ev kadınları da dâhil olacak mı? Yoksa sadece erkeklere mi verilecek?


    Yeryüzü kirası (işsizlik maaşı) olan zekâtın paylaşımında kadın erkek ayırımı yoktur. Sadece yoksulların tespitinde mirasa kıyasla erkeğin gelir miktarı kadının iki mislinden az olursa yoksul sayılır. Bir çalışma kredisi bir de ham madde kredisi vardır. Evli kadınlar bunu kocalarına kullandırırlar. Koca çalışınca kadının kredi payını almaz ama kocası karısının hammadde kredi payını almış olur.


    5.İşsizlik maaşı nasıl hesaplanacak, nasıl dağıtılacak?


    İşsizlik maaşı emeklilik bölüşmesine göre bölüştürülecektir. Kişiler resmi ücretlerine ve ondan önce çalışmalarına göre pay alırlar. İstedikleri günde işsizlik maaşını alırlar. Kredi almazlar. Yahut çalışma kredisini alırlar, işsizlik maaşını almazlar. Kredi aldıkları günle çalışmış olurlar.


    Uygulama yapılmadıkça anlaşılması zordur. Görüşlerimizde hata da olmuş olabilir.

  • Adil Düzenin günümüzdeki düzenlerden farkı nedir?

    Adil Düzenin günümüzdeki düzenlerden farkı nedir?


    Bugünkü düzenlerde sermaye veya siyaset hâkimdir. Düzeni sermaye veya siyaset oluşturur. Birine kapitalizm, diğerine sosyalizm denir. Saf kapitalizm ve saf sosyalizm olamadığı için bunların ortaklaşa oluşturuldukları bugünkü düzen karma düzendir. Karma düzen merkezi yönetim düzenidir.


    Adil Düzen ise halk düzenidir. Halk sözleşmeler yapar ve bu sözleşmelerle hukuki düzen kurulur. Bu düzenin korunması için halk kuvveti oluşturur.


     

    Karma düzenden Adil Düzene geçiş nasıl sağlanacaktır?


    Bugün işçilik sistemi vardır. İşçilikte sermaye veya siyaset halka iş verir, ücretini öder sonra onların ürettikleri malları verdiği ücret karşılığı onlara satar. Adil Düzende ise halk ortaklıklar kurar. Birlikte ürettikleri malları tüccarlar vasıtasıyla diğer ortaklarla değiştirir. Yani işçilik sistemi yerine ortaklık sistemi vardır. Bu ortaklık sermaye ortaklığı değil, emek ortaklığıdır. Bugünkü mevzuata göre buna en uygun ve tek ortaklık kooperatiftir. Halk semt kooperatifi kuracaktır ve böylece kooperatif içinde ortaklık sistemini yürütecekler, piyasa ile ise işçilik sistemi içinde ilişki kuracaklar. Geçiş halkın kooperatifleşmesi sonucu sermayeye veya siyasete karşı tekel oluşturması ile sağlanır.

     


    Makroda Adil Düzene nasıl geçilecek?


    Mikroda semt kooperatifleri kurulup yaygınlaşınca kooperatifler arasındaki organizasyonla makro ve mikro tekeli oluşacak. Mikro tekel makro tekelinin Adil Düzene göre çalışmaya zorlayacak. Dolayısıyla makroda da Adil Düzen kurulmuş olacak.

     


    Siyasette Adil Düzene nasıl geçilecek?


    Semt kooperatiflerinde ve ekonomik olarak oluşan bucaklarda uygulamalı anayasalar ortaya çıkacak. Semt kooperatifleri mevcut partileri Adil Düzen anayasasına zorlayacak veya Adil Düzen Partisini kuracak.


     

    Bugünkü düzende belediyelerin yaptığı hizmetleri Adil Düzende kim yapacak?


    Adil Düzende belediye kurumu yoktur.  Bunun sebebi kent-köy ayrımının olmamasıdır. Belediyenin yaptığı hizmetler Adil Düzende 25 genel hizmet içinde yapılmaktadır.


     

    Adil Düzende zekât hangi oranlarda alınır? Bunun dışında bir vergi alınır mı?


    Zekât vergidir. Adil Düzende genel vergi 1/5’tir. Hafifletici sebeplerle 1/10, 1/20, 1/40 olur. Madenlerde 1/5’tir. Tarımda 1/10’dur. Sanayi üretiminden alınırsa 1/20, sermayeden alınırsa 1/40 olarak alınır.


    Ahırda beslenen hayvanlardan (alufe) vergi alınmaz. Merada beslenenlerden (saime) topluluğun otlarını yediği için sermayeden kabul edilerek 1/40 vergi alınır.


    Vergiden genel hizmetlere pay ayrılıyor. Bu pay nasıl kullanılacak?


    Hangi işletme genel hizmet alıyorsa genel hizmet payının yarısı genel hizmet verenlere verilir. Bunlar çalışma saatleri oranlarında bölüşürler. Diğer yarısı ise bir fonda toplanır ve kişilere genel hizmet verenlere kişi sayısına göre eşit olarak bölüştürülür.


    Genel hizmete ait personel gideri dışında masraflar ise vakıfla karşılanır. Vakıfların gelir getiren bir galliyesi olur. Eğer bu yetersiz olursa genel hizmetten galliyeye destek payı ayrılabilir.


    İşçilerden vergi alınıyor mu?


    Adil Düzende işçilik istemi olmadığı için bugünkü düzende işçi olarak tanımlananlar Adil Düzende emek ortağıdır. Bu nedenle vergiyi işletme verir. Bugünkü manadaki işçi veya patron Adil Düzende ayrıca şahıs olarak vergi vermez.



    Bir fabrikada, diyelim ki şeker fabrikasında 1000 kişi çalışıyor. Bunlar emek ortağı olarak kârdan mı pay alacaklar, üründen mi?


    Adil Düzende kâr üretimde sıfırdır. Kâr sadece tüccar için geçerlidir. Emek ortağı üretimden pay alır. Emek ortakları üretilen ürünün belirli bir yüzdesini alırlar. Çalışanlar emek payını, tesisler kira payını alırlar. İşçi fabrikanın pay senedini alır. Pay senedine düşecek olan şeker miktarı üretime bağlıdır.


     

    Adil Düzende elektrik nasıl üretilecek ve nasıl dağıtılacak?


    Elektriği üretmek herkese serbesttir ancak bir vakıf olan elektrik işletmesine satar. Elektrik işletmesi fiyatı yükseltip düşürür ama kârını artırıp eksiltemez. Elektriğin toplanması, dağıtılması bu vakfın işidir. Elektrik senedi çıkarır, elektriği onunla alır ve satar.


    Adil Düzende su nasıl üretilecek ve nasıl dağıtılacak?


    Aynı elektrik işletmesi gibi su işletmesi vakfı vardır. Su senedi ile alır, satar.


    Elektrik, su ücretli midir?


    Üretilen elektrik ve suyun yarısı yeryüzündeki kira payı olarak bedava dağıtılır. Diğer yarısı emekle elde edildiği için emeğin payı olarak ücretlidir. Su hakkı ve elektrik hakkı kişi başına göredir. Kendi hakkından fazlasını harcayanlar daha azını harcayanlardan satın almış olurlar.

Daha Fazla Soru